Eğer ilişki uzun bir süreye dayanıyorsa mesela 2 yıl gibi çok güzel geçebilen buluşmadır.
Bu anın da büyüsünü bozan bir durum var belki bir daha hiç buluşamayacağını bilmek. Umarım bunu hiç yaşamazsınız.
Evrende gördüklerimiz de kalemle çizilmiş gibidir. Doğa en usta ressamdır. bu tabloyu bize sunduğunuz için teşekkürler sayın yazar
Hiçbir şey, sadece gece çok çılgın geçmiş diye düşünürüm.
Hayatın bir roman olsa ismi ne olurdu?
Hayatın bir roman olsa ismi ne olurdu?
Çağan Irmak filmi. Salt duygusallık üzerine yapılmıştır.
Tüm oyuncular üstün performans gösterse de performansı ile öne çıkan oyuncular da mevcuttur. Mesela hüseyin, sadık, salim, deniz.
"Ona bir oda ver baba, bir evi olsun ama zaman zaman da çıkıp gidebileceği bir ev."
Tüm oyuncular üstün performans gösterse de performansı ile öne çıkan oyuncular da mevcuttur. Mesela hüseyin, sadık, salim, deniz.
"Ona bir oda ver baba, bir evi olsun ama zaman zaman da çıkıp gidebileceği bir ev."
Bir zamanlar çok gitmek istediğim ama şu an benim için bir anlamı olmayan şehir.
Karım öldü, bebek doğdu, çok kan aktı, kimse yok, kimse yardım etmedi, herkes nerde?
(bkz:Babam ve oğlum)
(bkz:Babam ve oğlum)
Küpelerin çok güzelmiş.
1-2 yazarın dinleyerek bir zamanlar aşk acısı çektiğine emin olduğum hande yener şarkısı.
en güzel şarkısı olabilir.
en güzel şarkısı olabilir.
onur akın şarkısı.
şiir kısmı özellikle güzeldir.
''yarim, yağmur yüreklim uyuyor musun?''
şiir kısmı özellikle güzeldir.
''yarim, yağmur yüreklim uyuyor musun?''
özellikle son 6 mısrasına hayran olduğum ahmed arif şiiri.
Yiğit harmanları, yığınaklar,
Kurulmuş çetin dağlarında vatanların.
Dize getirilmiş haydutlar,
Hayınlar, amana gelmiş,
Yetim hakkı sorulmuş,
Hesap görülmüş.
Demdir bu...
Demdir,
Derya dibinde yangınlar,
Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs...
Uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde,
Çelik kadavrası korugan'ların.
Ölünmüş, canım,ölünmüş
Murad alınmış...
Gelgelelim,
Beter, bize kısmetmiş.
Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
Susmak ve beklemek, müthiş
Genciz, namlu gibi,
Ve çatal yürek,
Barışa, bayrama hasret
Uykulara, derin, kaygısız, rahat,
Otuziki dişimizle gülmeğe,
Doyasıya sevişmeğe,yemeğe...
Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
Ve asıl biz biliriz kederi.
İçim, bir suskunsa tekin mi ola?
O Malta bıçağı,kınsız,uyanık,
Ve genç bir mısradır
Filinta endam...
Neden, neden alnındaki yıkkınlık,
Bakışlarındaki öldüren buğu?
Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...
Nasıl da almış aklımı,
Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
Dost, düşman söz eder kendi kavlince,
Kınanmak, yiğit başına.
Bu, ne ayıp, ne de yasak,
Öylece bir gerçek, kendi halinde,
Belki, yaşamama sebep...
Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...
Ve zehir - zıkkım cıgaram.
Gene bir cehennem var yastığımda,
Gel artık...
Yiğit harmanları, yığınaklar,
Kurulmuş çetin dağlarında vatanların.
Dize getirilmiş haydutlar,
Hayınlar, amana gelmiş,
Yetim hakkı sorulmuş,
Hesap görülmüş.
Demdir bu...
Demdir,
Derya dibinde yangınlar,
Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs...
Uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde,
Çelik kadavrası korugan'ların.
Ölünmüş, canım,ölünmüş
Murad alınmış...
Gelgelelim,
Beter, bize kısmetmiş.
Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
Susmak ve beklemek, müthiş
Genciz, namlu gibi,
Ve çatal yürek,
Barışa, bayrama hasret
Uykulara, derin, kaygısız, rahat,
Otuziki dişimizle gülmeğe,
Doyasıya sevişmeğe,yemeğe...
Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
Ve asıl biz biliriz kederi.
İçim, bir suskunsa tekin mi ola?
O Malta bıçağı,kınsız,uyanık,
Ve genç bir mısradır
Filinta endam...
Neden, neden alnındaki yıkkınlık,
Bakışlarındaki öldüren buğu?
Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...
Nasıl da almış aklımı,
Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
Dost, düşman söz eder kendi kavlince,
Kınanmak, yiğit başına.
Bu, ne ayıp, ne de yasak,
Öylece bir gerçek, kendi halinde,
Belki, yaşamama sebep...
Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...
Ve zehir - zıkkım cıgaram.
Gene bir cehennem var yastığımda,
Gel artık...
(bkz:attila ilhan)
(bkz:sen beyaz bir kadınsın)
asıl büyük sarhoş benim
uzaktaki
ben ki tek damla şarap içmedim
ekmeğin beyaz zeytinin siyah
olduğunu biliyorum
asıl büyük sarhoş benim
uzaktaki
benim kusturucu sarhoşluğum
yoksulluğum
yüzüme bakmasan da
yağmura düşürsen de gözlerini
gözlerime bakmasan da ne kadar
o kadar aydınlığın gökyüzüme uzanıyor
uykularımda nefesinin sıcaklığı
o kadar
hangi akşam kapımı çalan sen değilsin
sen değil misin gizli bir kıvılcım gibi
gözbebeklerimde duran
umutsuzlandığım her akşam
senin rüzgârın almıyor mu
uğultulu yorgunluğumu
yoksulluğun eşiğinde kapaklandığım zaman
ellerimden sımsıkı tutmuyor mu senin
iyimserliğin
ben bu tezgâhı kurdumsa senin için kurdum
senin için dokuduğum basma ve pazen
denizin yeşilinden süzdüğüm balık
göğün mavisinden çaldığım kuş
senin için
felsefe okudumsa
iktisat okudumsa gece yarıları
boğazım kurumuş içim bir kalabalık
sıcacık mısralar okudumsa yunus' dan
senin için okudum
geceyarıları
sen beyaz bir kadınsın
uzaktaki
GÖZLERİN AKLIMDAN ÇIKMIYOR
sen beyaz bir kadınsın
karanlıkları dinleyen
uzaktaki
sarmaşıkları duyuyor musun rüzgârda
yorgun başını
üşümüş yastığına koyuyor musun
uyuyor musun
(bkz:sen beyaz bir kadınsın)
asıl büyük sarhoş benim
uzaktaki
ben ki tek damla şarap içmedim
ekmeğin beyaz zeytinin siyah
olduğunu biliyorum
asıl büyük sarhoş benim
uzaktaki
benim kusturucu sarhoşluğum
yoksulluğum
yüzüme bakmasan da
yağmura düşürsen de gözlerini
gözlerime bakmasan da ne kadar
o kadar aydınlığın gökyüzüme uzanıyor
uykularımda nefesinin sıcaklığı
o kadar
hangi akşam kapımı çalan sen değilsin
sen değil misin gizli bir kıvılcım gibi
gözbebeklerimde duran
umutsuzlandığım her akşam
senin rüzgârın almıyor mu
uğultulu yorgunluğumu
yoksulluğun eşiğinde kapaklandığım zaman
ellerimden sımsıkı tutmuyor mu senin
iyimserliğin
ben bu tezgâhı kurdumsa senin için kurdum
senin için dokuduğum basma ve pazen
denizin yeşilinden süzdüğüm balık
göğün mavisinden çaldığım kuş
senin için
felsefe okudumsa
iktisat okudumsa gece yarıları
boğazım kurumuş içim bir kalabalık
sıcacık mısralar okudumsa yunus' dan
senin için okudum
geceyarıları
sen beyaz bir kadınsın
uzaktaki
GÖZLERİN AKLIMDAN ÇIKMIYOR
sen beyaz bir kadınsın
karanlıkları dinleyen
uzaktaki
sarmaşıkları duyuyor musun rüzgârda
yorgun başını
üşümüş yastığına koyuyor musun
uyuyor musun
(bkz:beklenen esprinin bir türlü gelmemesi)
fikirdir efendim, çalarlar hatta kendilerininmiş gibi satarlar.
fikirdir efendim, çalarlar hatta kendilerininmiş gibi satarlar.
lords mobile oyununda bugün sabaha karşı 5 sularında fransızları sıfırladığımızda içimden demiştim bu sihirli kelimeleri.
yerinde kullanması güzel olan, cılkı çıkarılmaması gereken film repliği.
yerinde kullanması güzel olan, cılkı çıkarılmaması gereken film repliği.
genellikle çocukluktan gelen bir travma sebebi ile oluşur ve kolay kolay insanın yakasını bırakmaz. artık güveniyorum dersiniz ama bir bakmışsınız ki sadece kendinizi kandırıyorsunuz.
muhaliflerin kendi ayağına sıkması, uygulanmak istenen korku politikasının işe yaraması, istediklerini vermek anlamlarına gelir aynı zamanda. bir ülkenin sağcısı da solcusu da değişik olur mu ya?
bunu diyen bunu da dedi:
(bkz:kanuna karşı gelmediysen polisten neden korkuyorsun)
bunu diyen bunu da dedi:
(bkz:kanuna karşı gelmediysen polisten neden korkuyorsun)
Kendilerine ulaşmak istediğim, ama kimseye mesaj yollayamadığım için ulaşamadığım tim.
Sözlüğü çözmeye çalışan ama çözemeyen yazar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?