confessions

monica ziyagildurulay

1. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 191
  2. takipçi 23
  3. puan 0

gebelikte beslenme

monica ziyagildurulay
Anne yemeli çocuk sağlıklı olsun prensibiyle sağlıksız anne gelişememiş bebekler dünya'ya geliyor. Yapmayın, kanmayın! Anne, baba, teyze, hala, dayı, amca olmanız fark etmez doğmamış bebek için bir şeylere dikkat etmek zorundasınız. Kimse bebeğinin, yeğeninin sağlıksız olması istemez, hastaneden çıkamamak kötü bir durum olsa gerek.

Gebelik demek yeni bir bina kurmaya benzer, binayı bina yapan tüm statikler ve dinamikler binanın ne kadar sağlam olduğunu belirliyorsa aynı şekilde gebelik sırasında da beslenmek çocuğunuzu o derece sağlıklı bi' birey yapacaktır.

Sevgili kadınlar, gebelik planı yaptığınız dönemler, gebe kalmadan 3 Ay önce başlayın beslenmenizi ayarlamaya. En kaba tabirle çok çeşit az miktar olarak düzenlemeniz gerekir.
'folik asit alımı hepsinden önemli'

Max alacağınız kilo 9 kilo olmalı unutmayın annenin kilo alması demek bebeğin kilo alacağı anlamına gelmez, Doğumdan sonra veririm diye 100 kilo olmayın çünkü anne bebek beslenme ilişkisini sağlayan plasenta kılcal damarlarını yağ, şeker, hamurla tıkarsanız bebeğiniz oksijensiz ve beslenemediğinden dolayı ölür! Kendi çocuğunuzun katili olursunuz. Fabrikasyon olmayan tüm ürünleri çok çeşitli ama az olarak tüketebilirsiniz. Gidip 1 kilo karpuz yemenin mantığı yok.

Folik asitin önemli olduğunu yazmıştım ve gerçekten çok önemli. Spina bfida denilen nöral tüpün defekti nedeniyle doğmamış yavrunun hayatını hiç etmeyin genel olarak spina bfida'nın nedeni olarak folik asit yetersizliği gösterilir doktor kontrolünde hamile kalmadan 3 ay önce almaya başlayın.

Risk hep vardır azaltmak sizinle ilgili, unutmayın.

D vitamin eksikliği; özellikle kapalı hanımlar test yaptırmalı çünkü d vitamini en güzel güneşten alınır, güneşe az maruz kalan insanlar da eksiklik olma olasılığı yüksektir. Devlet hastaneleri bu tarz konuları ex geçebilir siz özellikle belirtin. (Folik asit, d vitamini)

Çok çeşit az miktar! Bu konu mühim şayet bunu yapmazsanız anemi, ödem, osteomalazi, toksin madde birikimi, gis bozuklukları, prematüre düşük Doğum ağırlığı gibi problemlerle uğraşmanız olası.

Tüketmekten kaçınmanız gereken besinler vardır!

Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri (Küflenmiş, yumuşak ve  pastörize edilmemiş peynir ve benzeri)
Çiğ ya da az pişmiş yumurta; bu yumurtalarla hazırlanan mayonez,  krema ve dondurmalar
Çiğ ya da az pişmiş et, İşlenmiş etler (salam, sucuk, pastırma gibi..)
Fazla tuz ve turşu, salamura zeytin gibi tuzlu yiyecekler
Yağlı yiyecekler ve kızartmalar
Sağlıksız koşulda saklanmış, bozuk ve küflü yiyecekler tüketilmemelidir.
Midye, istiridye ve karides gibi kabuklu deniz ürünleri, sushi gibi çiğ ya  da az pişmiş deniz ürünleri
Alkol
Tatlı ve şekerlemeler
Ketçap, oralet, hazır çorba gibi boya ve katkı maddesi içeren hazır yiyecekler.

Çok tüketilmemesi gereken besinler vardır

Yağlı balık (Haftada 2 kereden fazla yenmemeli)
Ton balığı (Haftada 4 orta boy konserveden  fazla yenmemeli)
Kahve, çay ve kola (Günlük 200 mg üzerinde kafein  tüketilmemeli)

Toprağa, ağaca güvenin ondan geleni yemek en azından 9 ay kendi tercihleri olmayan bir yavru için yapmak ebeveynlerin sorumluluğudur.

Ps: Listeryozis ve toksoplazma riskinin önlenmesi için  çiğ hayvan eti, yumuşak peynir ve hazır paket
salatalar yasaklanmalı.

Ps: max 9 kilo alınmalı yazdım ama bu oran kilonuza göre değişebilir çok zayıf bir bireyin ortalama 12 kilo alması beklenir.

Ps: Hamile kadın fiziksel olarak aktif olmalı ve orta yoğunlukta egzersiz yapmalı.

Ps: Sigara zaten içmeyin.

Ps: kilo alımı için daha detaylı Bilgi için tabloya bakabilirsiniz.



Yuvarlak kısma dikkat^^

http://dergipark.gov.tr/download/article-file/56562

dil peyniri

monica ziyagildurulay
Peynirin her türlüsü Güzelken bu dil peynirinin tadı başka güzel hafif yağlı yapısı, tuzsuz oluşu kaşar gibi erimesi şahane.

Kendi yağında kızartıp öğün niyetine tüketebilirsiniz, Kıbrıs peynirinden daha hoş peynir bunun yanında abur cubur niyetine yanınıza alın. Acıktıkça çikolataya, cipse abanmayın galeta ile tüketin.

herkesin mutsuz olması

monica ziyagildurulay
Değişik olay ciddi söylüyorum herhangi bi' düzleme oturtmak zor ama genel olarak var, kimle konuşsam mutsuz ve umutsuz çokça bezmiş. Mesala sabahtandır ara ara giriyorum sözlüğe (bkz:yeni yılın bizlere getireceği şeyler) Başlığını takip ediyorum tek bir güzel şey yazan olmamış bir diğeri (bkz:hayatınızın gidişatını özetleyen kelime)

Normal mi? Bunca mutsuz ve umutsuz olmak... n' güzel yeni yıl geliyor gerçi yaş konusu beni de hüsrana uğratıyor neyse artık yapacak bir şey Yok ama daha gelmeyen, yüzünü göstermemiş bi' zaman dilimi için bu derece karanlık düşünmek çok garip.

Sözlüğü geçelim gıybeti sona saklayalım size biraz etrafımdakilerden bahsedeyim, ateşime odun gerek mesela çok yakın bi' arkadaşım çoğu insanın girmek için Gecesinin gündüzüne kattığı bir bölümün, başarılı öğrencilerinden biri ayrıca fıstık gibi hatun bunun yanında gayet beyefendi bir sevgilisi var yani bu üçünü denk getirmek zor ama kızla ne zaman konuşsam genel umutsuzluk ve mutsuzluk hakim sadece o da değil kimle konuşsam iki keyifli laftan sonra konu mutsuz ve umutsuz bi' hal alıyor neyse gıybet servisi burada bitmiştir.

İnsanların bu denli mutsuz olmasına sebebiyet verecek n' olmuş olabilir? Bin yıldan fazladır var olan yaşamın bu denli bunalımlı zamanlarına denk gelmiş olmak hiç hoş değil, canım sıkılıyor.

Ps: bu başlığa “bizim savaşımız kendimizle” pasajını copy paste yapan yazarı eksileyeceğim.

miniso

monica ziyagildurulay
Çalışanları çok minnoş, kendileri çok tatlı tam olarak Saçmasapan şeyler almalık kötü kokulu mağaza.

Her zaman için Japon abileri örnek alıp, taklit ETSeler bile hatta Japon kalitesinin ekmeğini sıyırarak bugünlere gelmiş olsalar bile çok başarılılar.

Eliniz kolunuz doluyken Çalışanları aniden elinize küçük sepetlerden sıkıştırabilir, sorduğunuz tüm gereksiz sorulara sabırla cevap verebilir üstelik ürünleri rengarenk ve değişik gerçi biraz işe yaramayan şeyler ama olsun yine saatlerce dolaşmak için ideal mağazaları ama küçük çok küçük, büyütmeleri lazım.

biryudumkitap.com

monica ziyagildurulay
Sabahları güne aptal bi' gülümsemeyle başlamanızı sağlayan güzel site yapmanız gereken tek şey üye olmak.

Bu gün bıraktıkları pasaj,

Yürümek

Yeryüzünde hiçbir şeyin yeri yok. Oradan oraya yürümelerim, gezinmeler, bir yerde ayakta dikilerek sonsuza kadar durma kalma, kendini sabitleme ve artık oraya ait olma, oranın olma, oranın ayrılmaz parçası olma denemelerimin hepsi boşa çıktı.
Yürümek sanıldığı gibi bir hedefe ulaşmaya yaramıyor. Nitekim bunun için bir hedefinin olması, senin kendine bir hedef oluşturman ve artık orayı varılacak bir hedef haline getirmen değil, bu hedefin, hedef olarak adlandırılan yerin seni çağırması, istemesi, kendine çekmesi ve eğer ulaşılabilirse artık bir hedef olmaktan çıkması ve seni kendi parçası kılarak yerleşeceğin yer olması, yerin olması, senin yerinin orası olması gerekiyor.
Fakat bütün yürümelerimin sonucu olarak ortaya çıktı ki, yürümeye başladığım nokta ya da yer bir anlam içeriyor değil. Değil mi ki bir adım geriden de başlanabilirdi ve orası bambaşka bir başlama noktası olurdu, bir adım ileriden de başlanabilirdi ve orası bambaşka bir başlama noktası olurdu. Ve yürürken her adımla geçilen yerler seninle kesinlikle ilgilenmiyor; sen de orasıyla, o yerle, her an değişen ve farklılaşan bu alanlarla, zeminle, toprakla, çamurla, taşlık ya da otlak olan, ilgilenmezsin çünkü bu yerde bulunma amacın orayı geçmektir, seni oraya dahil eden tek şey bu geçici geçme eylemidir, geçerek sürekli bir eylem içindesindir, bu eylem süreklilik içerir ama geçilen her bir yer için tamamen geçicisindir, geçerek gerçekten geçersin ve bu kadar; geçme eyleminin sürekli geçiciliği, seni geçtiğin herhangi bir yerle ilişkilenme konusunda tamamen engelleyen bir niteliğe sahiptir.
Yürümenin her anında içinde bulunduğun yer yenileniyor, bir anlama gelmiyor çünkü sen orayı, o yeri, o küçük bulunma yerini, koyağı konaklamak için seçsen bile bu yeterli sonuca yol açmıyor, yani koyağı kolayca terk edebiliyorsun, kolaylıkla terk edilemez olmalı değil, kolaylıkla ya da zorlukla asla terk edilebilir olmamalı çünkü bu karar sana ait olmamalı, artık koyak seni kendine ait kılmalı, başka herhangi bir yerde bulunmak mümkün olmamalı ve bunu hissederdim, kendimi tam ve ait bilirdim, orası olduğunu eksikliğini hissettiğim yerin ve o yerin benim eksikliğimi hissettiğini elbette, koyak bensiz yeterince koyak olamamış olurdu, benim şu an eksik ve yetersiz ve boşuna ve ne yapacağını bilmezlik içinde oluşum gibi olurdu koyak, böyle olmasa ve ben tam o koyağın eksikliğini hissettiği varlık olsam ve onun serinletici varlığına katılsam koyak esneyerek beni bedenine alır, kendini açar ve bedenine yerleştirirdi, bensizliği mümkün bulmazdı, böylece tam bir tamamlanış gerçekleşirdi ve bu konu hakkında konuşulamazdı; tam şeyler hakkında konuşmak esasen mümkün değildir, konuşma bir tamamlama çabasıdır, çabanın kendisidir, yürümek çabasının kendine yer bulmak çabası olması gibi böyledir, yeryüzünde her şey tam ve yerinde olsa etrafındaki her şeyle tam ve sonsuz bir uyum ve aitlik içinde olsa ve tek bir adım bile atılmasına ihtiyaç kalmazdı, düşünülmez olurdu fakat düşünülüyor çünkü yeryüzünde hiçbir şey tam ve tamam değil, yerinde değil olanları yürümekte bulunmalarından, bu hallerinden anlayabiliriz, tam da bu yüzden zaten sürüyor; yürümek.

Yeni keşifler içinde kullanabilirsiniz*

dünya engelliler günü

monica ziyagildurulay
Tam adı “dünya engelliler ve farkındalık günüdür.” Fark edelim engelli vatandaşları, hakları ve taleplerine kulak kabartalım, maalesef duyarsızlığımız bazı insanların kabusu oluyor!

engelli arkadaşlarımızın çoğu başka bir insana bağımlı olarak yaşamanı devam ettiriyor, bu bağımlılık ve engellilik durumu sadece fiziksel olarak değil psikolojik olarak başlı başına insanı yıkan bi' durum. Bizim için bardağı alıp su içmek fazlasıyla kolay bir eylemken, hemiplejik hasta için aylarca klinikte, evde sürünmek demek; sürekli olarak yapamadığı egzersizleri yapması demek, bir sürü ilaç alıp sonuç olarak edinebildiği tek şey ki o da en iyi sonuç olarak bağımsız bir şekilde uzanabilme yeteneği. Bu süreçte işini yük olarak gören iğrenç insanlar tarafından azarlanmasını geçiyorum ama birazcık iyileşebilmek umuduyla bu tarz aşağılık hareketlere mecbur kaldığınızı, katlanmak zorunda olduğunuzu düşünün!

engelli arkadaşlarımız için elinizden küçücük bir şey bile geliyorsa yapın emin olun hayatlarına çok şey katmış olacaksınız.

Sevgiyle kalın, sevgi mühim.

küfürlü konuşan kadın iticiliği

monica ziyagildurulay
Kesinlikle olan iticiliktir cinsiyetten bağımsız küfür etmek eylemi başlı başına iticidir bunu hoş gören abuk bir tayfa “bana değil gittiği yere çok yakışıyor” gibi bi' argüman üretiyor ama yok yani kurtarmıyor arada edersin n' bileyim çok yakın olduğun dostunla konuşurken yine edersin ama nokta yerine “amk” kullanan insanlar var. Hoş değil, sinirleniyorum.

gittiğinde ara beni

monica ziyagildurulay
Söyleyen insana karşı eriten cümle, böyle kalp dolu güven hissedilen nadir kelime topluluğu... kim söylerse söylesin gözlerimden kalpler çıkararak aramam mı ya iki gözümün çiçeği moduna giriyorum. Gittiğinde ara beni diyen insan sizi seviyordur, önemsiyordur ayrıca güven sözlük profil yazısıymış az önce gördüm çok hoş değil mi? Esrarengiz metafordan sonra en sevdiğim oldu galiba hatta daha çok bunu sevdim.

(bkz:sözlüğe karşı yükselmek)

slayt okuyarak ders anlatan akademisyen

monica ziyagildurulay
Acilen üniversite hocalığını bırakması gereken akademisyendir. bunlar yüzünden okuduğu okulu bırakmış bi' insan olarak arkalarından her türlü sövgüyü sevgiyle kendilerine iletiyorum.

Doçent olup slayt olmasa ders hakkında iki kelime konuşamayacak hocalar var, direkt okuyor adamlar sonra sınav dönemi her konu için itinayla copy paste yaptığı 170 slayttan sorumlu tutuyor. Kişisel hayat hikayem bu derece bi' yavşaklığa şahit olmadı daha. Büyük yavşaklık.

doçent olmuş bilgiyi aktaramıyor her türlü intihali canı gönülden yapıyor sonra 25 soruluk klasik sınav. Sen ne oldun ki öğrencinden ne bekliyorsun demiyorlar adama tabi. Her ay maaşı yatıyor yanına vermişler asistanı, sıcacık odayı keyfine bakıyor adam. Akademisyenlik “salla başı al maaşı” gibi abuk bir fikirle yapılmamalı, binbir emekle girdiğimiz üniversitelerin karşılığı bu olmamalı. Yazık! Cidden üzülüyorum.

Liyakat önemli.

çocuğa iki isim koymak

monica ziyagildurulay
Yapılması elzem şahsen iki isimli bir insan olarak Her zaman Bu olayın ailemin benim adıma vermiş olduğu en mantıklı 2. Karar olarak anlattım. Genel olarak mantıksız ve hoşuma gitmeyecek kararlar verseler bile bu sefer anamla babaannemin gururla verdiği savaşın tek galibi olarak sahadan ayrıldım ayrıca babaannemin rahmetli nineme olan yağcılığını ex geçemiyeceğim, Güzel yoldan yürümüş tebrikler. Yeğenim olursa aynı inat ve hırsla çocuğa iki isim koyduracağım, büyüyünce hangisini istiyorsa onu kullansın tek isimli sıradan insanlardan olmasın gerekirse sevdiği başka bi' lakabı kullansın. İsim konusu mühim bir ömür taşınan bir şey koyarken seçeneği bol tutmakta fayda var.

itiraf köşesi

monica ziyagildurulay
Kurstan çıktım, sokakta biraz hava alayım diye dolanıyordum geçen hafta 60 liraya aldığım şalımın aynısını 15 liraya sattıklarını gördüm üzerime bir hüzün çöktü, kalkmıyor kaç saattir. Kendimi iyi hissetmiyorum.
3
tor tor
Pazarlık sünnettir diyip el sıkışmış olsaydınız keşke :)
monica ziyagildurulay monica ziyagildurulay
Ya hocam ben internetten aldım bu bir yana indirim var diye aldım ://
tor tor
Birde indirimli hali. Gerçekten üzüldüm hocam o şalı da almış olsaydınız 37.5tl ye gelmiş olacaktı sanırım:) neyse başka indirimli ürünlere kısmet
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol