1954'te İstanbul'da doğdu, Rami'de ve Fatih'te yetişti, İstanbul Erkek Lisesi'nde ve Robert Lisesi'nde okudu. Doktorasını 1987'de McGill Üniversitesi İslami Araştırmalar Enstitüsü'nde tamamladı. 1985'ten itibaren dört yıl Princeton Üniversitesi Yakındoğu Araştırmaları Bölümü'nde ders verdi, ardından Harvard Üniversitesi'ne geçti. 1990'dan beri Harvard Tarih Bölümü'nde görev yapıyor. 1999-2004 arasında ve 2009-2010'da üniversitesindeki Ortadoğu Araştırmaları Merkezi'nin (CMES) müdürlüğünü yaptı. 2010 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nü almış olan Kafadar özellikle modern dönemin öncesinde ve başlarında Ortadoğu'da ve Güneydoğu Avrupa'da sosyal ve kültürel tarihle ilgileniyor.
from: https://www.metiskitap.com/catalog/author/2793
ayrıca kültür tarhi sohbetlerinde güzel sohbetleri bulunan kalitesi tartışılmaz bir tarhçi.
https://www.youtube.com/watch?v=2XILyeRUJVU
https://www.youtube.com/watch?v=wxuZn0MjeFQ
seyrettiğim en iyi film desem yanlış olmaz herhalde.
huzur
o kadar önemliyse benim sarj aletimi kullanabilirsiniz...
kafamıza işlemiş olanı isviçre
merak edilenler, izlanda, norveç, uruguay ve vietnam.
merak edilenler, izlanda, norveç, uruguay ve vietnam.
bu başlığa gelecek yazıları çok merak ediyorum.
ben bir maddeyle başlatıyorum,
sıcak çay içmek, (gerçi çay içmenin mevsimi olmaz)
sıcak çay içmek, (gerçi çay içmenin mevsimi olmaz)
sıcak ve huzurlu bir ev.
şuradan başlayabiliriz diye düşünüyorum;
en iyisi mi bilmiyorum ama gerçekten muhteşem:
saatleri ayarlama enstitüsü
en iyisi mi bilmiyorum ama gerçekten muhteşem:
saatleri ayarlama enstitüsü
ben babayani ile başlayayım;
Gösterişi ve özentisi olmayan,
geniş, hoşgörülü, hiçbir şeye aldırmayan,
demektir.
Gösterişi ve özentisi olmayan,
geniş, hoşgörülü, hiçbir şeye aldırmayan,
demektir.
cruyff'ın "Futbol basit bir oyundur. Zor olan onu basit oynamak" dediği gibi, zor olan beklentisiz olmak...
çayın has ve harikulade hali...
Müzisyen ve bağlama sanatçısı.
muazzam bir ses.
muazzam bir ses.
sanatçı.
ilginç bir öğrenim hayatı var.
Liseyi Ankara'da tamamlamış, ardından Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü ile başladığı üniversite hayatına Münih Üniversitesi Fizik Mühendisliği'nde okuyarak devam etmiştir. Müzisyen olmaya karar verdikten sonra eğitim görmek için Türkiye'ye dönmüş, İstanbul Devlet Konservatuarı Müzik Teorisi bölümünden mezun olmuştur.
kendi sözüyle bitireyim: "İnsanın, salt yaşantısı ve yapıp ettiklerinin doğayla uyumlu olduğu müddetçe başarıya erişme şansı vardır."
detaylar
şu şarkısı da az bilinir.
ilginç bir öğrenim hayatı var.
Liseyi Ankara'da tamamlamış, ardından Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü ile başladığı üniversite hayatına Münih Üniversitesi Fizik Mühendisliği'nde okuyarak devam etmiştir. Müzisyen olmaya karar verdikten sonra eğitim görmek için Türkiye'ye dönmüş, İstanbul Devlet Konservatuarı Müzik Teorisi bölümünden mezun olmuştur.
kendi sözüyle bitireyim: "İnsanın, salt yaşantısı ve yapıp ettiklerinin doğayla uyumlu olduğu müddetçe başarıya erişme şansı vardır."
detaylar
şu şarkısı da az bilinir.
şuradan başlayabiliriz:
Kesinlikle...
Dead Poets Society (Ölü Ozanlar Derneği), Peter Weir yönetiminde 1989 yılında çekilmiş bir filmdir. En İyi Özgün Senaryo Akademi Ödülü'nü almıştır.
1959 yılında geçen film, John Keating (Robin Williams) adlı çok başarılı ve bir o kadar da farklı olan edebiyat öğretmeninin çok disiplinli bir erkek okulu olan Welton Academy'de (takma adı Hell-ton) öğretmenlik yapmaya geldiğinde başlar. Bay Keating, çoğu baskı altında olan öğrencileri edebiyat ve şiirin bambaşka dünyasıyla tanıştırır. Onlara özgürlüğü, hayatı yeniden anlamayı, dünyaya farklı açılardan bakmayı öğretir. Ancak Welton Akademisinin felsefesine tam örtüşmeyen bu ders anlatımı akademi yönetimi tarafından da gözden kaçmayacaktır. Okul müdürü Bay Nolan, yeni edebiyat öğretmenini, öğrencilerinden birinin intiharı üzerine, sorumlu görmüştür. Bunu bahane ederek edebiyat öğretmeni Bay Keating'i okuldan ayrılmaya zorlamıştır, fakat bu ayrılığa onu anlayan öğrencilerinin verdiği tepki Bay Nolan'ı hayatı boyunca yaşadığı belki de en utanç duyacağı anına sürükler.
film
1959 yılında geçen film, John Keating (Robin Williams) adlı çok başarılı ve bir o kadar da farklı olan edebiyat öğretmeninin çok disiplinli bir erkek okulu olan Welton Academy'de (takma adı Hell-ton) öğretmenlik yapmaya geldiğinde başlar. Bay Keating, çoğu baskı altında olan öğrencileri edebiyat ve şiirin bambaşka dünyasıyla tanıştırır. Onlara özgürlüğü, hayatı yeniden anlamayı, dünyaya farklı açılardan bakmayı öğretir. Ancak Welton Akademisinin felsefesine tam örtüşmeyen bu ders anlatımı akademi yönetimi tarafından da gözden kaçmayacaktır. Okul müdürü Bay Nolan, yeni edebiyat öğretmenini, öğrencilerinden birinin intiharı üzerine, sorumlu görmüştür. Bunu bahane ederek edebiyat öğretmeni Bay Keating'i okuldan ayrılmaya zorlamıştır, fakat bu ayrılığa onu anlayan öğrencilerinin verdiği tepki Bay Nolan'ı hayatı boyunca yaşadığı belki de en utanç duyacağı anına sürükler.
film
yaşanmış bir vaka var mı acaba?
kötü bir haber/durum karşısında veya içerisinde bulunan kişiye söylenen ve varlığın daha önemli olduğunu gösteren kelimeler...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?