türkiye'de özlemi duyulan şeyler

serendipity
Tabi bir zamanlar telefon yoktu, internet zaten evlerimin önüydü..

Gençlik zamanları, ergensin dünya benim Mısır piramiti etrafında dönüyor dediğin zamanlar...

Duygular henüz kirlenmemiş, “gerçek” dediğin her şeyin “gerçek” olduğu zamanlar..

Belki şimdiki ergenuslar asla bilmezler ama sizin tabirinizle (bkz:mesajınız var yeşili) biz de (çocukken tabi) eve gidince kitaplarının arasında şans eseri bulduğun ilan-ı aşk mektupları ve isimsiz kahramanlar vardı.
Belli o mektuplar günler öncesinden en güzel yazıyla hazırlanmış, satır sonlarına göz yaşlarıyla yerli yersiz okunmayan yerleri olurdu.
Durup durup tekrar okuyup, acaba bu kim diye haftalarca seni etrafında kesen herkese şüpheli gözle bakardın. Ama “mektup” önemliydi...

Zamanın değişimiyle birlikte, duygularda renk değiştirdi.
Aşk borsası, kara borsaya düştü.
Kimin eli kimin beline dolandı, kimin bacağı kimin ağzından çıktı belli değil...

“Bir mektuptuk ulaşılamayan” statü yazısına atıfta bulunarak, özlenen asıl şeyin “samimi duyguların” olduğunu naçizane anlatmak istedim.

Umarım anlaşılmıştır!
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol