türkiye'de habercilik

muskulpesent
Siyaset bilimi temelinde Medyanın günümüzde yasama, yürütme, yargı ile birlikte dördüncü kuvvet olarak sayılıyor olmasının ülkemizdeki yansımasına şahit oluyoruz. Teorikte fena değiliz de pratiğe birşey diyemeyeceğim.
cetinkrc
Var mı diye sormak istediğim ancak bildiğin soruları sorma diye de akıllara gelen de bir söz var. Havuz medyası var, domates dolması var,kulaktan kulağa habercilik var, saray medyası var.. Gel vatandaş gel diyesim var...
gazelle
sadece ülkemiz de öyle olduğunu zannediyoruz ama tüm dünya da basın özgürlüğü bu şekildedir çünkü basın en büyük silahtır ve güçlü olan en güçlü silahı kullanandır
pikachu
tarafı olmayan bir gazeteye veyahut haber kanalına rastlayamadım. verilen bilgilerin bir çoğunun bu yüzden doğru veya yanlış olduğunu anlayamıyoruz.
nushirevan
Multikültürel üst kimliği henüz kanıksayamamış, faşizm enfeksiyonundan kurtulamayan haberciliktir. Örneğin bir cafeye baskın verilmiş; eli silahlı iki kişi içeride ateş açmış, 1 kişi hayatını kaybetmiş bir kişi yaralanmış.. Anlatım dili şu:

"Biri ırak, diğeri afganistan uyruklu iki saldırgan, cafeye girerek rastgele ateş açmaya başladı. Saldırıda bir türk hayatını kaybederken, suriye uyruklu olduğu belirlenen cafe çalışanı da yaralandı"

5n1k'nın kaçta kaçını görebiliyor izleyici? Oysa haberciliğin temel düsturu budur. Hayır bu adamların uyruklarını bu kadar dile getirerek ne amaçlanıyor? Olaydan çok uyruklar hakkında bilgi alıyoruz. Bunu izleyen hastalıklı kafa izlesin, "görüyon mu şerefsizleri kendi memleketlerindeki kavgayı buraya taşıyorlar, gidin kendi ülkenizde birbirinizi vurun lan" desin isteniyor gibime geliyor. Yahu can bunlar can! İnsana önce insan olduğu için değer verin. Kimse doğduğu ülkeyi seçme hakkına sahip değil. Habercilik de bu değil
nushirevan
Bugün fox'un sabah haberlerini izledim de bu başlık aklıma geldi. algı operasyonu diye bir başlık olsaydı oraya yazacaktım ama buraya kısmetmiş. Anlatacağım ama önce biraz geçmişe gidelim:

Rte, bir otobüsün üstündeydi ve halka hitap ediyordu. Gelen şehit haberleri vardı. Muhalefet terör örgütünden önce, hükümet partisini suçlamakla meşguldü. Teröre lanet okumaksızın, erdoğan hunharca eleştiriliyordu. Canına tak etmiş olmalı ki prompter dışına çıkıp "bu bir savaş! Elbette mücadele edilecek, şehit de gelecek, gazi de gelecek. Şehitlik büyük bir mertebedir, asker ocağı peygamber ocağıdır" minvalinde bir savunma yaptı. Ardından "Herhalde askerlik yan gelip yatma yeri değildir." Deyiverdi. Normal algıya sahip herkes, "elbette değildir" demesi gerekirken, bir anda infial oldu. Muhalefet televizyonlarda erdoğan'ın "askerlik yan gelip yatma yeridir" dediğini iddia etti. Bakın abartmıyorum, gerçekten söylediler bunu. İnanılır gibi değil, değil mi? Bugün bu cümleyi kurduğumuz zaman, erdoğan'ın sanki yanlış bir cümle kurduğu algısına sahibiz.

Yine abd'nin iran ambargosunu delerek, ülkeye döviz ve altının el altından kazandırıldığı bir operasyon yapıldı. Siz bunu 17-25 Aralık veya "ayakkabı kutuları" diye hatırlıyorsunuz. O paraların orada ne işi vardı? Kimin parasıydı? Nereden gelmişti ve kim kutulara yerleştirmişti? Soruları sorulmuyordu. Heryerde aynı muhabbet vardı: "ayakkabı kutuları!" Gerçekten işin özünü bilen dahi yoktu. Bugün bile bu muhabbeti açanlara yukarıdaki soruları sorun, cevap veremiyorlar. Çok ilginç değil mi?

İşte bu ve bunun gibi algı operasyonlarını yapabilmek için, türkiye'deki habercilik anlayışını iyi irdelemek gerekir. Eğer bir olay, karşıt tarafa saldırmak için gerekiyorsa, olay basitleştirilir ve sembollere dönüştürülür. 17-25 Aralık, ayakkabı kutuları gibi.. Kısa ve öz. "128 milyar dolar" gibi mesela. Konunun iç yüzünün saldırgan taraf için bilinmesine gerek yoktur. Sadece sembolleri kullanması yeterlidir.

- Ayakkabı kutuları!
+ İran ambargosunu delerek..
- Hayır! Bunlar hırsız! Haramzade!
+ Birader İran iç pazarındaki amerikan şirketleri...
- Hayır! Ayakkabı kutularını anlat sen!
+ Tamam, bak; ülkeye giren gayrı resmi nakit akışından alınacak verginin..
- Baaak işte hırsızsınız! Ayakkabı kutularıııı!
+ Anlatıyorum bak dinle..
- Ayakkabıııı kutularıııı!
+....
- Bişey diyemezsin tabi troll seni! Aktrol! Ak-it!

Ne acı değil mi? Karşılıklı münazara edemeyen münakaşa manyaklığıyla, politize olmuş şuursuz bir muhalefet..

-128 milyar dolar nerede?
+ Sayıyorum, Bist'te gerçekleşen...
-128 milyar dolar!
+ Evet, bak şimdi, finans şirketleri borsadaki dolar yükünü..
- 128 dolar milyarı!
+ Ne? Dur, anlatıyorum..
- 120 dolar 8'inin milyarı..
+ Anlamıyorum, dinlersen bak..
- 100 dolar 28 milyar!
+... İyi misin? Bi doktora gidelim mi?
- Dolar! Milyar, sen bu doları naaptın? Muş!
+.. Peki..

Bugün fox sabah haberlerinde ismail küçükkaya chp'nin soruşturma önergesini haber yapıyor. Chp grubu, cumhurbaşkanı'nın yaptığı konuşma ile doların bir anda düşmesinin ardının araştırılmasını talep ediyor, cumhurbaşkanlığı "kur korumalı" sistem sayesinde olduğu şeklinde cevap veriyor. muhalefet tatmin olmadığı gibi, bu arada birilerinin zenginleştiği iddiasını ortaya atıyor. Fakat bu haber dile getirilirken, "20 aralık operasyonu" alt başlığı ile "20 aralık" söz öbeğini defalarca ama defalarca kullanıyorlar. Bir kaç kez tekrar ettikten sonra saymaya başladım, 2 dakikalık videoda 6 defa ttelaffuz ettiler. Eminim başından izlesem 10'u bulur. İmkanı olanlar, bu sabah yayınlanan fox haberini tekrar izlesin. Nasıl da olayı sembolleştirme çabasına giriyor, nasıl da fetö taktikleri kullanılıyor, siz de görün..

Yazık, yazık.. adam gibi muhalefet edin. Kötünün iyisi muharrem ince, bari fox onu kollasa diyeceğim ama fox'un bütün ipleri ip'te, meral akşener'de anlaşılan..

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol