tarık tufan

zezeninyuregindekikus
"şanzelize düğün salonu" kitabıyla tanıdığım fakat "anna" yazısıyla daha önce karşıma çıkmış olup sonra farkettiğim yazar. çoğunluk anna'yı şiir olarak düşünse de o her defasında anna'nın şiir, kendisinin de şair olmadığını ifade eder. içinizi dökmek isteyip de dökemediğiniz anlarda size dostluk edip kalemiyle yanınızda olduğunu hissettirir, yazdıklarında hayatınızdan bir parça bulursunuz. en son açıklamasına göre şanzelize düğün salonu kitabını senaryoya çevirmekteydi. biz de sabırsızlıkla beklemekteyiz.
"burası biraz gürültülü, dedi etrafına bakınarak. burasının gürültülü olduğunu söyledi söylemesine ama ben onun sesinden başka hiçbir şey duymuyordum. tek bir gürültü gelmiyordu kulağıma. onun sesini, gözlerini kırparken çıkan kirpik sesini, kalp atışlarının sesini-kendi kalbimin sesiyle de karıştırıyor olabilirim emin değilim ama ortada muhakkak bir kalp çarpıntısı sesi vardı-, damarlarında akan kanın bile sesini duyuyordum ama etraftaki hiçbir sesi duymuyordum. ondan gelen sesler bir gürültü değil de hayat sevinci gibiydi."
—şanzelize düğün salonu

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol