tarih

yazının icadıyla başladığı varsayılan, tekerrürden ibaret olan bir bilim dalı.

tarih değil, hatalar tekerrür eder.

genel kanaat öyle olsa da tarih bir bilim dalı değildir. çünkü bilim, doğrudan deneysel ve kanıtlanılabilirdir. yani fiziğin bir konusu hakkında kuram veya ilkeler bu tezin bilimsel olarak sağlaması yapılabildiği için yasalaşmış, yani bilimselleşmiştir. hız=yol/zaman yasası, yol= hız*zaman ile ispatlanabilir mesela.

oysa tarihi bilgiler, doğrudan insanın görü ve deneyimleri ile tez ortaya koyar. en tarafsız yazar bile bilerek veya bilmeyerek subjektif olabileceğinden, çoğu zaman iddiası ancak hipotezden öteye gidemeyecektir.

öte yandan bilimi başka bir kaynaktan edinen, örneğin bizim gibi, avrupa orijinli kabul eden milletlerin tarihleri de manipüle edilmeye daima açıktır. greenwichi sıfır boylamı alan da, orta doğu'yu kendisine göre konumlandıran da, insanoğlunun maymunlardan geldiğine şahitlik edenler de bizim tarihimizi bize -keyfine göre- çokça anlattığı olmuştur. hele bir de ülkenin var olan tarihi kaynakları bambaşka bir alfabeye dayanınca, aradaki kopuş bayağı bir etkili olmuyor değil. bugün avusttalya'da dünya haritası, ilk okul kitaplarında dünyayı baş aşağı gösterir. çünkü büyük devletler, hayatın her alanında olduğu gibi, bilimde de kendilerini merkeze alırlar.

tarihi şahsiyetler ve iddialar, kapsamlı bir tarih konseyi kurulmadan ve eldeki belgelerle teorilere dönüştürülmeli ve bir netice elde edilmeli ki, "saklı tarih", "gizli tarih" filan kalıp da kimsenin kafası karışmasın. müddei, iddiasını bu kurulda belgelerle sunsun, sunulan belgelerin tarihi niteliği ve gerçekliği alabildiğine tartışılsın. bir tarih devrimine ihtiyaç var a dostlar..

Tarih; geçmiş hakkında tüm veriler yorumlanir ve bu sonuclarin istiflemesine, siniflandirilmasina denir.

Ülkemizde hemen herkesin rahatca konuşabildiği herkesin bir fikri olduğu bir bilim dali yada onu gibi bir şey. Bir-çok kişi tarafından bir bilim dali olduğu bile kabul edilmeyen ortada kalmış bir olgu.