konya

nushirevan
memleketim. ankara'da büyüdüğüm için çok bilmiyordum. 9 yaşında filan olabilirim. babam eski model vişne çürüğü mercedes kullanıyor biz de arka koltuktayız. alaaddin tepesi'ni arıyoruz. bi ara ''afyonun gaymağı gonya'nın manyağı'' lafı geçti. sokaklardan birinden geçerken babam bak şimdi niye öyle diyorlar anlarsınız dedi

bi köşede bastonuna yaslanmış bir şekilde, oturmuş, uyuklayan yaşlı bir hacı dayı gördük. belli ki adam esnaf, öğlen güneşi de vurmuş uyukluyor. arabayı durdurup camdan selam etti ve sordu babam:

- alaaddin tepesine nasıl gideriz?

bakın abartmıyorum, adamın iki eli bastonundan hiç ayrılmadan, çenesindeki sakalı bir enstrüman olarak kullanıp yön gösterdi hacı dayı:

- şooo taraftan! dedi.

gülüştük, alaaddin tepesi'nde dondurma yedik. bu da böyle bi anımdır.
kerim
Bin yıldır bu toprakların manevi harcının yükünü taşımış bu kadim şehrin mensubu olmaktan her zaman övünç duyup, iftihar ettik. Anadolu'nun kapılarını açan fetihlerden sonra önemli bir ilim, kültür ve ticaret merkezi olan şehrimizin taşıdığı tarihi miras çok değerlidir.  Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı dönemlerinde bu ağırlığını korumuş önemli bir merkez olan Konya, cumhuriyetimizin ilk yarısında üvey evlat muamelesi görmüş olsa da önemli dönemlerde her zaman üstüne düşen vazifeyi ifa etmiştir. Milli ve manevi değerlere sahip siyasi parti, düşünce ya da oluşumlara karşı hatta kardeş ülkelerin yaşadığı zor zamanlarda (Bosna savaşı, Filistin, Irak, Mısır, Suriye vb.) ümmetin acısını yüreğinde hissetmiş bir gönüller başkentidir.  Çocukluğumuzda onlara ulaştırılmak için toplanan yardımları ya da harbe gitti diye söylenen mücahit insanları hatırlarım ki onlara içten içe büyük bir saygı duyardım.

12 Eylül döneminde 3-5 akıl sağlığı bozuk insanlara attırılan sloganlar, Kudüs için yapılan destek mitinglerini, 28 Şubat dönemindeki fişlemeler ve propaganda amaçlı sipariş haberlerle ülkemiz gündeminde karalanmaya çalışılmış bu şehir hiçbir zaman algı operasyonlarına teslim olmamıştır. Bildiği ve inandığı çizgideki devlet adamlarına destek olmuş, ülkemizin yükünü taşımaya devam etmiştir. Cuma günü sayın cumhurbaşkanımızı da bu duygu ve düşüncelerle bağrına basan Konya, 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde de Cumhurbaşkanımızın talimatını beklemeden sokağa çıkmış milletin geleceğini çapulculara teslim etmemiştir. Bu şehrin çocukları vatan sevgisini, ilk geceden son güne kadar görevini aksatmadan dosta düşmana karşı vatan savunmasında göstermiştir. Tanpınar'ın şehrimizin tarihi mirasına ithafen  “Bir başkent daima başkenttir. Ne kadar susturulursa susturulsun yine konuşur.”sözü Konya'da hayat bulmuştur. Bu nedenle de her zaman karanlık odakların propaganda yürüttükleri, çamur atıp karaladıkları, sindirmeye çalıştıkları şehrimizin evlatlarının yeniden sahneye çıktığı günümüzde Konya, Anadolu'nun parlayan bir yıldızı olmaya devam edecektir.
Çünkü Konya yıldızları ile de meşhur bir şehirdir. Şehrimizin tarihsel ağırlığında Selçuklu başkenti oluşunun yanında manevi mimarlarımızın yeri de çok önemlidir. Sadrettin Konevi Hazretleri, Mevlânâ Celâleddîn, Hâdimi Hz., Sarı Yakup, Şems-i Tebrizi, Ateşbaz-ı Veli, Hacı Veyiszade Mustafa Efendi, Tahir Büyükkörükçü ve adını sayamadığımız daha nice veli ve âlim büyüğümüz bu şehrin manevi mimarları olmuştur.
Her gün önünden geçtiğimiz bu evliya ve âlimleri genç kuşaklara tanıtmak ve anlatmak şehrin idarecileri ve eğitimcileri olarak hepimizin üstüne düşen önemli bir görevdir. Çünkü kendini, tarihi ve şehrini tanımayan çocuklar için bu evliya ve âlimlerin hayatı ve yaşadıkları, söyledikleri gençlerimizi manevi mirasımıza yönlendiren önemli bir referans olacaktır. Her öğretmen, anne ya da baba çocuklarla birlikte başta Celalettin Rumi olmak üzere Selçuklu sultanlarını, alim ve evliyalarını anlatıp öğretmeli ve ziyaret etmelidir. Fakat sadece bir Fatiha ve 3 ihlas suresi ile yetinmemeli, hayatları ve yaşadıklarına dair bilgileri de genç kuşaklara aktarmalıyız.
ariaturka
İstanbul'da Ayasofya'ya doğru yürüyordum. Az önümde bir aile hem konuşuyor hemde benimle aynı istikamette ilerliyorduk. İstemeden kulak misafiri oldum sohbetlerine. Eşi kocasına "şimdi Ayasofya'ya gidiyoruz, birde Konya'ya gidersek tam hacı oluruz" deyip gülüştüler. O gün anladım Türkiye'nin genelinin benim memleketime bakışını.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol