kimi no na wa

müziklerinde çok fazla lucy in the sky with diamonds etkisi olduğunu düşündüğüm anime.

tamamen tesadüf de olabilir ama.

Senaryosu ve yönetmenliği Makoto Shinkai abimizin elinden çıkmış 2016 yapımı anime filmdir. Tür olarak fantastık kurgu diyebilirim.

-fazla spoiler vermeden kısaca anlatmam gerekirse.

Filmin ana bağlantı noktası olan japon kültürü aslında hem düğümde hem de çözüm bölümlerinde etkin rol oynamış. Filmin belli bölümlerinde anlatılıyor ama o kadar güzel araya giriyor ki akışı bozmuyor. Tamam. Olaya giriyorum.
17 yaşlarındaki Mitsuha itomaru adındaki ufak bi kasabada ninesinin yanında yaşamaktadır. Yaşadığı kasabadan nefret eden mitsuha uykusundan uyandığında kendini bir erkek bedeninin içinde bulur. Taki de onun yaşlarındadır, tokyo da yaşar. bedenine girdiğim kişi acaba kim? Sorusunun yanıtını aramak çıktıkları yolculuklar her ikisinin de karşılarına beklemediği şeyler çıkarır.

Seinen izleyicisi olarak beğenmeyerek izlediğim filmdir.

Japonya'nın sakin bir kasabasında, büyükannesi ve küçük kız kardeşi ile yaşayan Mitsuha adında liseli bir kız, bir sabah uyandığında herkesin ona garip davrandığını fark eder. Sebebi bir gün önce sergilediği kendi garip davranışlarıdır. Mitsuha son 24 saatte ne yaptığını hatırlamadığı gibi uyanmadan önce garip bir rüya görmüştür. Rüyasında Tokyo'da liseli bir erkeğin vücuduna girdiğini ve bir başkasının hayatını yaşadığını tecrübe eder. Ama aslında bunun bir rüya olmadığını ve gerçekten de genç bir erkekle uykuda beden değiştirdiğini anlaması uzun sürmeyecektir. İki genç, bu doğaüstü olayın bir rüya olmadığını, gerçekten bedenlerini 24 saatliğine değiştiklerini fark ettiklerinde birbirleriyle iletişim kurmaya çalışırlar. Kader türlü ağlarını örerken, bu ikili birbirlerini bulabilecekler midir?

Eşinizle, sevgilinizle birlikte seyretmenizi tavsiye ederim

Japonya'da gazetelere verdiği reklamlardaki detay akıllıca

Türkçeye "senin adın" diye çevrilen anime. Animede olduğu gibi hangimiz geçmiş günlerimizi rüyadaymışız gibi hatırlamayız veya tam tersi rüyalarımızda sanki günler geçmiş gibi hissetmez miyiz ?