hüzünlü mü neşeli mi olduğu belli olmayan şarkılar

İnsanları aşırı ikilem içine sürükleyen tuhaf şarkılardır.genellikle Ankara havalarında sık rastlanan bir durumdur.
Hatta Hüseyin kağıt abimizin ismi hatırımda olmayan bir şarkısında efsane bir yorum da yazılmıştır.''belamı s.ktin hüseyin abi,hem ağlıyorum hem oynuyorum'' diyordu.
(bkz:ayaş güzeli) adlı Ankara havasında da aynı durum söz konusudur.
Zıt duyguları aynı anda yaşatma etkisi yapan nadide eserlerdir.
Değerleri yüzyıllar sonra anlaşılacaktır.

Başlığı görünce nedense aklıma sevgili Sezoş'un (bkz:sezen aksu) ''git'' şarkısı aklıma geldi.
Malumunuzun bildiği o nakarata gelince;
Git, git, git (3 kere) trip attıktan sonra hemen 2.5 saniye sonrasında; pişman olup, tükürdüğünü yalayarak git+''me'' = ''gitme'' diyerek olayı trajik hale getirmiş ve şarkının devamı şu şekilde gelişmiştir.
''Gitme dur ne olursun
Gitme kal yalan söyledim
Doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim
Aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var
Gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim.''

Şimdi trip sonrası gelen ''haz'' dan sonra ''nedir bu hüzün?'', Sevgili Sezen?

Bu konunun master'i kanimca (bkz:melih kibar) agabeydir. Hababam sinifi muzigi hizli ritimde calindiginda; kizgin kumlardan serin sulara atlamis gibi, yavas ritimle calindiginda ise serin sulardan kizgin kumlara atlamis gibi hissediyorsun kendini. Hee pardon ya, o magnumdu degil mi?

"hey on beşli on beşli, tokat yolları taşlı" diyecektim ama son zamanlarda radyolarda çokça duyduğum "denizin dibinde hatçam"dır.


Yukarıdaki sanatçı her ne kadar şarkının adına "dalga dalga" dediyse de yaptığı tek acayiplik bu değil elbette. Hüzünlü bir hikayeye sahip şarkının göbek havasında söylenmesi daha acayip olan. Burdur menşeli türkünün hikayesinde, evli bir kadının evlerinin yakınlarında dolaşan bir çobana aşık olması ve birlikte kaçması rivayeti var. Kocası onları kaçarken görmüş ve aşklarına saygı duyup havaya tüfekle ateş açmış, kimseyi vurmamış. Hatta soran köylüye "peşlerinden kurşun attım ama vuramadım" diye de yalan uydurmuş. Gözü yaşlı adamın hikayesi dilden dile söylenirken bu türküye dönüşmüş. Hani millet dalga dalga diye hoplayıp zıplarken eserin ardındaki derinliği de bilin istedim sözlük.