duygu

martilara simit atan kadin
ışıl parlakyıldız'ın bir türk masalı serisinin ilk kitabı

"bekir candı, ali kandı, sedat aşkı. iyiyim... iyiyiz... biz hep iyi oluruz."

bazı yerlerde kitabı bir kenara atıp hıçkıra hıçkıra, söve söve ağlamak istiyorsunuz ama bu mümkün olmuyor. içinizdeki uçsuz bucaksız merak engel oluyor ağlamanıza. sinirinizi bozuyor, sivilceler çıkarıyorsunuz, boğazınıza bir yumru oturuyor ama ağlayamıyorsunuz. bazı yerlerde duygu ''çok utanıyorum'', ''yüzüm kırmızıdan mora dönerken...'' gibi utandığını belli eden cümleler kuruyor. lütfen gidip tam o an yüzünüzün rengine bakın. sarıdan siyaha kadar her rengi bulabiliyorsunuz yüzünüzde. bu nedenle rahatlıkla kitabın yarısını mosmor bir suratla okudum diyebilirim.

kitap kapattığınızda öylece kalmıyor. siz günlük yaşamınıza devam edip işlerinizi yaparken kafanızın bir köşesi ''duygu ne yaptı, sedat nasıl, ali'm iyi mi, bekir ne yapıyor, o iş çözüldü mü, bu böyle oldu mu, şu olduktan sonra ne olacak'' diye dönüp duruyor.

kitap bir takım şeyleri meşrulaştırma algısı da oluşturuyor. zamanla insanların değiştiğini, değişebileceğini, aslında bu değişimin bir tür zorunluluk olduğunu gösteriyor. bir takım şeylerdeki önyargıyı yıkıyor ve bu yıkım huzurla huzursuzluk arası bir duygu uyandırıyor. kitaptan önce ''kesinlikle bunu normal göremezdim ben'' dediğiniz bir şeye kitaptan sonra ''aman canım neler neler yapıyor millet'' demeye başlıyorsunuz.

karakterler gerçekten yanınızda varmış gibi hissediyorsunuz. mesela bir şey oluyor ali'ye doya doya ''ali'm'' diye sarılmak istiyorsunuz ama sarılabileceğiniz hiç kimse yok. ''az önce buradaydın be ali'm...'' dediğinizi sesinizi duyduktan sonra insanlar size tuhaf tuhaf baktıklarında anlıyorsunuz. şizofrenik, sanrısal bir dünyanın içinde kaybolmuş gibi hissediyorsunuz.

bu serinin ilk kitabı. sonrasında sırasıyla ali'm, bekir ve sedat var.
mahur
Duymak fiilinden türeyen türkçe bir kelime. Eskiden anlam olarak duyularak elde edilen bilgiler anlamına gelirken günümüzde cok daha derin bir anlamlar elde etmiştir. Duygu kelimesini kelilerle anlatmak oldukca güç. beynimizi, benliğimizi, bilincimizi ve bilinçaltımızı yöneten sistemdir. Şimdi veya çocukken benliğimize kazınan yaşadığımız Duygular bizim bilinç altımızı olusturur. Neyi neden yaptığımızı bilmeden yaşamak aslında bize derin izler birakan duygularin sonuçlarıdır. Onun için ki çocuklara yasattigimiz korku, hüzün, mutluluk, sevinç, keder, siddet, kıskançlık, hırs, aşağılama gibi derin yasanan duygu durumlarıni sergilerken o çocuğun geleceğine bir tuğla ekledigimizi düşünürsek çok ama cok dikkatli olmalıyız. Anne, baba, komşu, öğretmen, akraba gibi birinci elden edilen derin duygular ne kadar hatirlamasakta kalıcı etkiler bırakır.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol