dua

(bkz:allah )'tan rızk, evlat, sağlık ,sıhhat ve değişik talepler etme bütününe dua denir.

De ki: "Sizi karanın ve denizin karanlıklarından kim kurtarmaktadır ki, siz (açıktan ve) gizliden gizliye ona yalvararak dua etmektesiniz: -Andolsun, bizi bundan kurtarırsan, gerçekten şükredenlerden oluruz.
(En'am Suresi, 63. ayet)

Devletin bankasinin Faiz reklaminda oynadiktan sonra;
"Allahim, yarabbim bizi faiz yiyen ve faizi öven kullarindan eyleme" diye yaraticidan istekte bulunma cumleleridir.

Genel tanima ironik tanim eklenmistir. Allah, ironi icermeyen icten dualarimizi kabul etsin.

ibadetin özüdür.

Özgürlük ve kulluğun zirvesidir.
Özgürlüğün zirvesidir, çünkü dua ettiğin vakit hiçbir beşer iradesinin üzerinde hakim olamayacağını kabul ederek, istediğin ne varsa mülkün gerçek sahibinden istemektir.
Kulluğun zirvesidir. Çünkü dua demek, kulluğuna ihtiyacı olmayan bir varlığa özgür iradenle kul olduğunu kabul edip ona yakarmaktır.
Psikoloji ile arasında da olumlu bir ilişki vardır.

Biz; Duâ edip ardından ettiğimiz duâ kabul olsun diye yine duâ eden insanlarız...

Bak Serdar Tuncer abimiz ne diyor:
“Biz duayı şu zannediyoruz:
Elimizi açıp Allah'ı bir isteğimizden haberdar etmek. Hatta bazen dua ederken biraz edepsizliğe kaçıp haşa Allahu Teala'ya yol göstermeye kalkıyoruz, Allah'ım şunu şöyle yaparsan şunu da şöyle yaparsan şöyle olur. Dua bu değildir.
Dua kulun talebini Allah'a bildirmesi değildir. Dua o talebi Allah'tan başkasının halledemeyeceğini kulun idrak etmesidir.”

duanın temeli m.ö. 5000 bin yıllarına kadar dayanmaktadır. bugün dahi kullandığımız '' eller yukarı doğru açık'' şekilde dua etmemizin temeli Sümerliler ve onların en büyük tanrı inanışı olan ( AN ) gök tanrısıdır.

yukarıdaki bilimsel bir veriydi!

İşin manevi boyutuna da bir tanım yapmak gerekirse.

Dua insan ruhunun gıdası ve başlıca temel gereksinimidir. duanın insan hayatındaki önemi çok büyük olmakla birlikte var oluşun temelini oluşturmaktadır. insanoğlu ilk var olduğu günden bu yana anlam veremediği her sorunun cevabını daha üstün bir varlıktan beklerken, karşı koyamadığı adaletsizliğin intikamında yaratıcısından beklemiştir ! ( Dua & Beddua )

sebep ve sonuç ilişkisi böyleyken, duanın olamadığı her hayat anlamını yitirmiş demektir.

Bol dualı günler dilerim...

"Ey Allah'ım! Ben kendime çok zulmettim, günahları ancak sen bağışlarsın. Mağfiretinle beni bağışla ve bana merhamet et. Şüphesiz sen çok bağışlayan ve çok merhamet edensin."

(Tirmizî, "De'avât", 96)

"Ey Allahım! Senin rahmetini umuyorum, beni göz açıp kapayıncaya kadar (da olsa) nefsimle başbaşa bırakma. Halimi tümüyle düzelt, Senden başka ilâh yoktur."

(Ebu Dâvûd , "Edeb",110)

''Sayılar sabittir.. Ama onlar da değişir. Sonuca etki edemeyişimiz harika bir dengeleyicidir. Dünyanın adil olmasını sağlar. Bilgisayarlar olasılıklardan anlam ortaya çıkarmak amacıyla rastgele sayılar üretir. Hiç bir kalıba uymayan sonsuz numerik diziler. Dehşet verici büyük olaylar sırasında -tsunami, deprem vs- bu rastgele sayılar birden rastgele olmaktan çıkar. Ortak bilincimiz senkronize olurken, sayılar da olur. Bilim bu fenomeni açıklayamaz..ama din açıklar..
Buna dua denir..''

''Hep bir ağızdan gönderilen ortak bir istek, müşterek bir umut..
Sayılar sabittir.. Ama onlar da değişir.''

Touch

Yakarıştır. Sipariş değildir. İstek öneri formu değildir. Kimin büyük olduğunu, kimin muktedir olduğunu icra edene kabul ettirir. Kabulü için samimi niyet gerekir. Yaratıcıya övgü ile başlayıp övgü ile bitirilen dualar en geçerlileridir. Kişi kendi dediklerini de duyduğu için dertleşme özelliği de taşır.