dostoyevski

can
Birer başyapıt olan romanlarının her satırında insan ruhuna görkemli destanını olağanüstü bir dehayla anlatmıştır.
kusursuzcinayet
Şu an 'Karamazov Kardeşler' kitabını okuduğum, bin sayfalık bir kitap olmasına rağmen her bir satırından ayrı keyif aldığım yazar. Daha önce şöyle bir yorum okumuştum; "Dostoyevski okunmamalıdır çünkü onu okuduktan sonra bir daha hiçbir okuduğunuzdan keyif almayacaksınız". Buna benzer bir şeydi yani. Böyle olmaktan korkuyorum.
piri sah
Çar'a yazdığı şiir yüzünden kurşuna dizilme cezası alır ve tam idam yazısını okurken peşinden gelen idam affı ile kurtulan yazardır.
Çelişkili bir hayatı olan yazarın yaşamı sefalet,sefillik, düzenbazlık ile doludur . Türkleri de pek sevdiği söylenmez. Karamzov Kardeşler kitabında makaslanan yerlerin çoğu türklerle ilgilidir.
Çelişkili hayatının sancılarını zekasıyla kapatmayı başarsa da kumar borcu ve doymak bilmeyen şehveti arasında çırpınıp durmuştur.
uyumazgezer
"Dostoyevski, Mikhail ve Maria Dostoyevski'nin oğlu olarak 11 Kasım 1821 tarihinde Moskova'da doğdu. Altı çocuklu ailenin ikinci çocuğuydu. Babası Mikhail, askeri cerrahlıktan emekli olduktan sonra Mariinsky Hastanesi'nde yoksullara hizmet etmeye başladı. Hastane, Moskova'nın en kötü yerlerinden birinde bulunuyordu. Dostoyevski de bu hastanede doğdu. Mikhail, alkole bağımlıydı ve evini sıkı disiplin ile yönetiyordu. Çok kolay sinirlenebiliyordu. Dostoyevski'nin annesi Maria ise bir tüccar kızıydı.

Dostoyevski, çocukluğunu çoğu zaman sarhoş bir baba ve hasta bir anne arasında geçirdi. Babasının çalıştığı hastaneden bulunan hastalar ile vakit geçirmeyi ve onların hikâyelerini dinlemeyi çok seven Dostoyevski, ilköğrenimini Moskova'da yaptı. Annesi tüberküloz hastalığı yüzünden öldüğü zaman, sert disipliniyle tanınan Petersburg Mühendis Okulu'na gönderildi. Arkadaşlarının, sinirli ve aşırı duyarlı bir yapıya sahip olduğu için "Ateş Fedya" lakabını verdikleri Dostoyevski, Petersburg'ta zamanını kitap okuyarak, düşüncelere dalarak ya da kardeşi Mihail ile söyleşerek geçirdi. Babasının 1839'daki ani ölümünü burada öğrendi.

Eşinin ölümünden sonra kendisini içkiye daha çok veren babası Mikhail bu olayın ardından sahibi olduğu toprağa çekilmişti. Mikhail'in ölümünün sebebi tam olarak bilinmiyor. İddialardan biri, eşinin ölümünden sonra toprağına çekilen Mikhail'in buradaki köylülere çok kötü davrandığı ve onun kötülüklerine katlanamayan köy halkının en sonunda onu öldürdüğüdür. Bir başka iddia da Mikhail'in tamamen doğal sebeplerden öldüğüdür. Babasının ölümünü Petersburg'ta haber alan Dostoyevski, onun ölümünü istediği düşüncesi yüzünden depresyona girdi. Sara nöbetlerinin ilkini hayatının bu evresinde geçirmeye başladı. Petersburg Mühendis Okulu'ndaki öğrenimini başarıyla bitirerek, asteğmen rütbesiyle Petersburg'taki İstihkâm Müdürlüğü'nde göreve verildi. Ancak bu görevi bir yıl sürdürebildi. Askerlikten nefret eden Dostoyevski görevinden istifa ederek yazarlığa başladı."
"Duvarı yıkacak gücüm yoksa, onu yıkmak için kendimi paralayacak halim yok tabii ki, fakat önümde duvar var diye ona boyun eğecek de değilim." yeraltından notlar
leyyal
benim için harika bir yazardır kendisi, sanırım dünya için de öyle ki adı çok okunanlar'da geçiyor. özellikle (bkz:yeraltından notlar)ı okuduğumda 'bu adam buz zamanları nasıl anlatmış' dedim, cümleleri çok vurucuydu.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol