çanakkale

mazeretimvarazeriyimben
nasıl gelesim var sana anlatamam. bir deniz havası, bir orman kokusu çekesim var içime; ama ne muğla gibi ege nin koynuna girmek istiyorum, ne de istanbul gibi marmara nın ortasındaki bir kalabalığa sığınmak. feribotta aşık oldum sanırım sana. ben hayran hayran fotoğraflarını çekerken senin, o on dakika havadan sudan sohbet ettiğim çocuktan bile çok hayran kaldım sana. yarın sabahın ayazında evden çıkıp, bir otobüse binesim var. yok yok sabah olmaz, gece binip sabah varasım var sana. iner inmez senin o kutsal topraklarına, çetin rüzgarlarında dalgalandırasım var neredeyse omuzlarıma değecek saçlarımı. geçen sefer hızlı hızlı gezmek zorunda kaldığım ama yine de her köşenin, her anın doyasıya tadını çıkardığım sokaklarında uzun uzun ve yavaşça gezesim var. o sahilde, deniz müzesinin orada balık tutanların yanında uysal uysal dolaşan kedinin başını tekrar okşayasım var. saat kulesinin orada bir banka oturup, kulenin o selvi boyunu izleyesim var içimde. geçen sefer yalnızca uzaktan bakışmak zorunda kaldığım, ama hissi bir güçle konuştuğumuza inandığım gökçe yle bozca ya ayak basıp özlemimi topraklarına gömesim var. bir mucize olabilse keşke, bu şehirde kapatıp gözlerimi, senin bağrında açabilsem tekrar. bakarsın vurulurum yine birine denizin ortasında, adımı yazarım tekrar ormandaki toprağa. bir martıya simit atıp tekrar, dinlerim o hırçın dalgaların sesini.

özledim. ama seni mi, yoksa bana yaşattığın şeyleri mi; söy-le-mem.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol