(bkz:ırkçılık ) (bkz:mezhepçilik )
bir ülkeyi yıkmak için gerekli şeyler
günümüzde bir ülkenin yıkılması için en gerekli görülen şeyler o ülkenin yeraltı zenginliklerine (petrol, doğalgaz vs.) sahip olmasıdır.
Ortak değerleri yok et, tarihini unuttur, eğitimi önemsizleştir. Gerisi gelir zaten.
vergileri sebepsiz yere arttırmak, cahil arap seviciliği yapıp kendi özünü kaybettirmek, ülkeye 6 milyon suriyeliyi doldurmak eğer bir ülke bunları yaşıyorsa yıkılmaması için hiçbir sebep yok.
Hüloooooooğğğğğğğğğ
(bkz:böl parçala yönet)
Başka bir ülkeyi yıkmak için elinizde olması gerekenler:
1. (bkz:para)
1. (bkz:para)
Osmanlı zamanında henüz altın çağını yaşıyorken bazı dünyayı yönettiği iddia edilen Ülkelerin ajanları bizim topraklarımıza gelip bilgi toplayıp efendilerine anlatırlarmış olan biteni.
Yine öyle anların birinde ajanlardan birisi ülkemize ziyarette bulunup rasgele katıldığı bir duruşmada olan biteni efendisine şöyle anlatır;
İkileme düşmüş ve hak” iddiası taşıdıkları düşüncesiyle mahkemeye gelen iki kişi arasında tartışma yaşanmıştır:
Mahkeme huzurunda henüz sesler yükselmeye devam edince hakim kızarak konuyu anlattırır..
Taraflardan biri şöyle der;
-Efendim ben bu yanımdaki adamdan ... semtindeki parseli satın aldım. Parselde dolaşırken ayağım takıldı, ayağımın takıldığı yerde eşeleyince baktım ki bir küp dolusu altın!
Ben bulduğum altını sahibine Yani bana bu arsayı satan kişiye iade etmek isterim!
Diğer şikayetçi tarafta şöyle der;
-Efendim, ben bu arsayı/parseli sattım. Haliyle bulduğu altın kendisindir, benim asla hakkım yoktur, kabul etmem böyle bir şeyi!
Ajan ülkemizdeki adalet çizgisindeki inceliği ve dürüstlüğü efendisine anlatırken efendi bozulur ve biz ne yaptıysak Osmanlı yıkılmadı, aralarına rüşvet sokalım o vakit der!
Gel zaman git zaman dediklerini yaparlar ve yukarıdaki anlatılan hikayenin tam tersini ajanlar artık anlatmaya devam etmişler/halen daha devam etmektedirler....
Yine öyle anların birinde ajanlardan birisi ülkemize ziyarette bulunup rasgele katıldığı bir duruşmada olan biteni efendisine şöyle anlatır;
İkileme düşmüş ve hak” iddiası taşıdıkları düşüncesiyle mahkemeye gelen iki kişi arasında tartışma yaşanmıştır:
Mahkeme huzurunda henüz sesler yükselmeye devam edince hakim kızarak konuyu anlattırır..
Taraflardan biri şöyle der;
-Efendim ben bu yanımdaki adamdan ... semtindeki parseli satın aldım. Parselde dolaşırken ayağım takıldı, ayağımın takıldığı yerde eşeleyince baktım ki bir küp dolusu altın!
Ben bulduğum altını sahibine Yani bana bu arsayı satan kişiye iade etmek isterim!
Diğer şikayetçi tarafta şöyle der;
-Efendim, ben bu arsayı/parseli sattım. Haliyle bulduğu altın kendisindir, benim asla hakkım yoktur, kabul etmem böyle bir şeyi!
Ajan ülkemizdeki adalet çizgisindeki inceliği ve dürüstlüğü efendisine anlatırken efendi bozulur ve biz ne yaptıysak Osmanlı yıkılmadı, aralarına rüşvet sokalım o vakit der!
Gel zaman git zaman dediklerini yaparlar ve yukarıdaki anlatılan hikayenin tam tersini ajanlar artık anlatmaya devam etmişler/halen daha devam etmektedirler....
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?