ben kadınım

nushirevan
Kadınların belli durumlarda kendilerini haklı çıkarmak için etraftan paye toplama çabasına hizmet eden cinsiyetçi söylem.

Hani suç bastırmak, olayı odak noktasından uzaklaştırmak için bazı kalıplar kullanılır:

Misal bir trafik kazası olmuştur, arkadan vuran kadın, bir de inip bağırmaya başlar. Zaten sinir stres ile dolusundur, "suç sizde bir de bağırarak konuşmayın" dersin.

Cevap, konu ile alakasız ve çevreden destek toplama gayreti içindedir:

"Ben kadınım!"
"Ben anneyim!"

Ulan kimse sana sen nesin, kimsin, doğurganlığa sahip misin diye sormuyor ki.. İşin garibi; bu savunma sistemi az gelişmiş kültüre hitap eder. Olayı hiç görmeyen bi taksici durup: "Bağırmasana ulan KADINa! Geçmiş olsun bağyan.." der.

Bak ne oldu? 8'de 8 suçlu o.. Bağıran o.. Destek toplayan o.. Neden? Çünkü "o bir kadın" veya "o bir anne"

Milletvekili dokunulmazlığı mı lan bu her b*ku yedikten sonra kendini aklayabileceğinizi zannediyorsunuz?

Bak sen o kadına "polis bekleyelim" desen, arabada bekleyen çocuğunu kucağına alıp emzirmeye başlamazsa hiç bir şey bilmiyorum.. Veya bir yaşlı varsa, torpido gözünden ilaçlarını çıkarıp kaza tutanağına bırakacaktır.

Olay tamamen trafik ile ilgili değil miydi? "Ne oluyoruz?" demeden araya diğer şoförler, esnaflar filan girer. "Hadi kardeşim, anlaşın polis molis uğraşmayın" diyerek gönüllü arabuluculuk yapma çabasına girer. Neden? Çünkü hiç bir erkek, kolay kolay bir kadının gözyaşını görmezden gelemez. Kadın bunun pekâlâ farkındadır ve bu kozu sonuna kadar oynar. Çevrede toplanan kalabalık ne kadar çoksa, zekâ seviyesi de o kadar geri çekilir.Sen elini cüzdanına atıp, kimliğini çıkarırken kadın "ne yapacaksın? dövecek misin bir de!" derse hepten s*çtın demektir. "Huuoop bilader ayıboluyo!"cular etrafına kümelenmeye başlar. Bak ne oldu şimdi? Olmayan cinsiyetçilikle başlayan olaylar, olmayan kadına şiddete evrildi..

"Ben bir kadınım!" haykırışları ne kadar yüksekse -ki kadınların çok yüksek seviyelere ulaşabileceğini tahmin etmek zor değil- etki alanı da genişler. "Kadın mı? Karı var la!" diyen kekolar da uzaktan sesini duyup, görmediği olay mahaline intikal eder. Bir giriş selamı olarak "ulan o*ospuçocuğu..." ile başlayan cümleyi duyduğunda; kaza şoku, kendini ifade edememenin verdiği sinir katsayısı ve edilen küfür sınırları aşar ve patlama noktasına gelir. Ağzından kekoya çıkardığın "Ne diyon lan sen!?" kelime öbeği, karşı tarafta "emanet" denilen bıçakla karşılanır. Keko bıçağını çeker, vücudundan geride tuttuğu bıçak, baygın gözlerle, en afilli tehdidini savurur. Araya girecek muhtemel agresif abilerle arasında bir itiş kakış başlar. Ne oldu? Olay toplumsal bir kavgaya dönüşmek üzere..

Bütün bunlar olurken, o "kadın", o "anne" ne yapmaktadır? İyi niyetli ya kendisi.. Bu defa seni korur gibi "aaa ne gerek var bunlara" diyerek, insanların zihinlerine "bak nasıl da iyi niyetli kadın kaza yaptığı adamı savunuyor" algısı yerleştirir.

Küçük çaplı kavga dağıldığında, artık her çözümü kabullenecek bir ruh hali ile bir an önce oradan uzaklaşmak istersiniz. Kadına bir miktar kaza bedeli öder hızla uzaklaşır bunları unutmaya çalışırsınız.

Bu olayda iradesini koruyan, planını gerçekleştiren ve bunu yaparken taraftar toplayabilen kadın olduğu için, illüzyona bakın ki aslında onun lehine sonuçlanan olay berabere bitmiş gibi görünüyor.

Madem konuya girdik, bir yerlere de bağlayalım:

Son yıllarda FETÖ ve yardakçılarının en çok dile getirdiği
"şu kadar kadın hapishanede.." veya "şu kadar bebek içerde özgürlüğüne ağlıyor" dramasının ardında -terörist başının talimatını saymazsak- aynı psikolojik altyapıyı kullanma gayreti, aynı acındırma ve aklama metodu gizli.

Kimse bir bebeğin hapishanede olmasından; bir kadının, bir annenin özgürlüğünün kısıtlanmasından yana değil ama sizin orada olmanızın, bu nedenlerle bir ilgisi yok.

Sizin söndürdüğünüz hayatlarla, hain işbirliklerinizle ve islamdaki takiyenizle ilgisi var.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol