babalar günü

nushirevan
her yıl haziran'ın 3. pazar günü; babası olanın normalde selam vermediği halde sosyal medyada piar, olmayanın duyar kastığı bir başka kapitalizm günüdür.

baba olmakı tanımlamak bence şöyle mümkün..

baba olmadan önce:
- yaparım tabe lan
- alıp başımı giderim
- o kim lan öldürrüm valla
- nolcak yea mezara mı götürcen harca
- akşama bi yerlerde oturak hacı
- oo bu çok tatlıymış porsiyon daha yiyeyim

baba olduktan sonra:
+ şimdi yapsam kötü örnek olurum, yapmayayım
+ du bi gitmeden önce ne zaman geleceğimi söyleyim
+ şiddete gerek yok.. memlekette hukuk var, polis var
+ şunları biriktiriyim de küçüğün odasını yenilerim..
+ akşam yemeğine yetişmem lazım kardeş
+ çok güzelmiş bir porsiyon da paket yapar mısın?
serendipity
Özel günlerin kapitalist düzenin mühimmatlarından olup, ticaretinin maneviyatından öne geçtiği aşikardır. Yıllardır böylesine özel günlerin tek kalıp halinde bir güne sığdırılmış, minimalize edilmiş halinden usanan ve eleştiren biri olarak özellikle son beş yıl içerisinde eleştirdiğimin yanı sıra farklı olarak “eh işte!” Sitemini de beraberinde getirmekteyim.

İşte öyle malum günlerden birisi de “babalar günü” dür.
Öncelikle Adam olanların babalık yaptığı tüm erkek, kadın, çoluk çocukların günü kutlu olsun.

Şimdi neden eleştirdiğime geleyim;
Vefanın bedeli tek gün ile geçiştirilemeyecek kadar değerli olup bunu kesinlikle reddetmekteyim. Bana göre bugünün tüm dünyada babalar günü ilan edilmemiş olsa bile, Haziran'ın üçüncü Pazar günü olarak değil tüm Pazar'ların hatta üçyüzaltmışbeş günün vefasının Haziran'ın üçüncü Pazar'ı gibi ehemmiyet gösterilmesi gerekliliğidir.

Şimdi de “ eh işte” Sitemimi açıklayayım;
Devir öyle bir hal aldı ki kişi kendisini kurumsal hissedip, kendi ismini öne çıkartıp reklamını ( hangi amaç ve sebeple olduğunu kendisinin de bilmediği boyutlarda) yapıp, sosyal medya üzerinde bir tür “ kendini pazarlama” yöntemi ile öne çıkartıyor oluşunun devrini sürdürüyor, şahit oluyor Hatta farkında olmaksızın biz bile yapmaktayız.
Hal böyle olunca kendimizi öne çıkartmaktan, kutsal değerlerimizi unutup, pazar arayışındaki sayın vatandaşların değerli üyeleri olarak yılın üçyüz altmış dört günü kendimize bakmaktan sırf pazarda kendimize yer edinebilmek, “aaa bak babasına Ne kadar da düşkün!” İzlenimi vermek adına durmaksızın saçma babalı kızlı/oğullu, mezar( baba)/ kızlı/oğullu kareler gün boyu yayınlanıyor olup, mesai bitiminde ne kadar da hayırlı evlatmış!” Pazarlamasını sunduktan Sonra pazartesiye hiçbir şey olmamış gibi başlıyor olup akabinde geri kalan üçyüz altmış dört günde “baba” denilen kavramı akla dahi getirmiyor oluşunu kısaca eleştiyorum.
Ancak ve ancak yaşadığımız devrin vahim anti kutsaliyetini göz önünde bulundurduğumuzda, kişi bir gün dahi olsa, bunun sonucunun her ne kadar “reklam” olarak görüyor dahi olsam, günün sonunda bunun reklam olduğunu bilmeyen masum “babalarımızın” mutluluğu açısından;
evet yılda bir gün de olsa, günün sonunda masum duygulara sahip ebeveynlerimizi memnun ediyor oluşundan dolayı artık kutlanmalı ama yeterli olmadığını yinelemek isterim.

(bkz:sözüm meclisten dışarıdır)

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol