çocukluk korkularımız

christian rosenkreuz
dede korkut.

bu adamın bir kitapta bana epey korkunç gelen bir resmini görmüştüm. hatta adının da korkunçluğundan geldiğini zannediyordum. gulyabani falan zannediyordum adamı.

çok sonradan öğrendim kendisini...
2
queen queen
Bende küçükken adının korkunç birşeyden geldiğini sanıyordum o zaman abim okula gidiyordu ben daha okul çağına gelmemiştim.
christian rosenkreuz christian rosenkreuz
liseye gidene kadar adamı korkunç biri zannettim ((:
bibliosmia
Bizim mutfakta düğme kısmı ikiliydi. Biri çalışmıyordu. Israrla çalışmayana korkup basmıyordum çünkü ona basınca dünyanın sonunun geleceğini sanıyordum. (bkz:swh)
muskulpesent
oturduğumuz sokağa girmek için köşeyi tam döner dönmez arkamdan yaratık tarzı canlıların geleceğini düşünüp kısa süre içinde binamıza girmek için koşmaya başlardım. binanın kapısını kapattığımda tüm tehlike artık geride kalmış demekti.
1
queen queen
Bende o tehikelerden beni yorganın koruyacağını düşünürdüm.
safiyeloren
Televizyondan. Eminim benim gibi düşünen çok olmuştur. Yoksada farketmez. Neyse, küçükken insanların tv nin içinde olduğunu düşünür, üzerine örtülen örtününde içindekilerin çıkmaması için örtüldüğünü sanardım.
mavikaranlik
Çocukken bir rüya görmüştüm, yaklaşık 7 yaşında falan olmalıydım. Garip ufak, ortalama bir kedi boyunda insan gibi elleri olan yüzü biraz insan biraz hayvan karışımı olan uzun kulaklı bir yaratık odamın penceresine tıklayıp tıklayıp "sana geldim mavikaranlik" diyordu. Kanepelerin arkasına falan saklanıyordum ama cama tıklamasını, sesini vs halen duyuyordum. O rüyadan beridir resmen psikolojim bozuldu halen etkisini atamıyorum, perdeler açık uyuyamıyorum. Gece karanlıkta çıkıp camdan dışarı bakmakta halen zorlanıyorum. Etkileri halen devam ediyor nasıl bir illet ise unutamıyorum.
serendipity
Çocukken cahillikten mi bilmiyorum hiçbir şeyden korkmuyordum. Kertenkeleyi alır, yanağına buse kondururdum. Kurbağayı elimin üstüne alır dilini çıkarttıkça kahkaha atardım( ne alakaysa)
Aşırı yaramaz olduğum için cesaret gösterilecek her konuya atlar elimden gelenin de üstüne çıkarak yaramaz kuzen ve arkadaşlarımızla dediklerimizi yapardık. İşte en net hatırladığım yüksek katlı binaların salonlarının penceresinden penceresine geçerdik. Arada uzun menzil olmasına rağmen!
İşte tır geçer karayolunun kenarından helekopter ayağını uzatır, tekerlekler üstünden geçer ayağının, örgü şişini boğazına sokar, çıplak elektrik teli alır ölemez vs milyon tane örneğim var ancak tüm maddeselliklerim ve cesaretime rağmen öyle bir korkum var dı ki; ailemizde hatrı sayılır büyük bir yakınım vardı. Kendisine hürmet gösterirdim. Allah var beni de çok sever sayardı ancak kendisi o kadar serttti ki müşterileri bile korkuyordu ondan. Hatta iş yerinin bulunduğu kaldırımdan rahat 20 yaşıma kadar geçmedim sırf kızar diye. Yani nasıl korkuttuysa bilmiyorum acayip sert bir adamdı şu an yazarken bile irkilmedim değil ama haksız yere sesini yükseltir gereksiz moralini bozar, seni ağlatıp evine gönderir öyle değişik biri olsa da iyi bir insandı. Eskiden hayvanlardan korkmayıp insanlardan korkuyorsam şimdi tam tersini belki de yaşıyor olmam bu Mümtaz kişiye borçluyum. Yani korkulma konusunda öyle Nam Salmış ki; ziyaretime gelen arkadaşlarım bir gün telefonum çaldı baktım o kişi arıyor. Arkadaşlarımın hepsi ağzını tuttu, kazara söylediği cümlelerinden harf eksikliği olurda duyamazsam vay halime! Zaten ağzının içinden konuşuyor ve aklındaki şeylerin ortasını sana anlatıyor yani diyor ki; bağırsağımdan geçenleri oku!
Empati kurma yeteceğimi ben bu adama borçluyum!
Gerçekten insanların içinden ne geçtiğini, aklından o an da geçen alt metni okuyabiliyorum. Bazen bu durum yanlış anlaşılsa da şartlar bizi bu duruma getirdi.
Heee tabi bu arada bu adam gereksiz yere korku sebebim olmuş, bütün korkularımla yüzleşip karşısına dikildim birgün. Söyleyebileceği en kötüsünü, yapabileceği en kötü şeyler yapılmış zaten daha ne olabilir ki dedim, halt edip ona akıl vermeye kalktım. Halbuki hiç kimsenin aklını beğenmez. Ama hiç tahmin ettiğim gibi olmadı. Tam tersi o gün bugündür şeytan kulağına evladı bile kendisinden korkuyorken ben istediğimi yapabiliyorum.
Belki de korkularımız kafamızda büyüttüklerimizdi.
(bkz:kaybetmekten korkmayanlar derneği)
nurse
Sokağa bırakılan zihinsel engellilerden çok korkardım. Nedense tuvalet veya banyonun o küçük penceresinden içeri gireceğini düşünürdüm.
mahur
Gece yarısı baslayan fırtınalar. Hafiften rüzgarlar baslar ve ben uykusu hafif bir çocuk oldugum icin uyanmam için yeterdi. Rüzgârla hareket eden ağaçlar, çeşsit çeşit gölgeler, heleki balkonda çamaşır varsa binbir siluteler kafamda mahlukata dönerdi. Şimşek, gök gürültüsü derken sabahı sabah ederdim.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol