ilkokulun ilk gününden akılda kalanlar

micro
o günden sonra pazartesi günleri benim için hep kabus gibi oldu ve hala pazartesi gününü sevmiyorum , alışamadım bu güne.
yalinayakkirkayak
Yazarların eğitim hayatına başladığı, bitmek bilmeyen eğitiminin temellerini attığı gün yaşadıklarından hatırladıklarıdır.
Kalabalık bir okul için yetersiz tuvalet vardı. Kapıda sıra beklerken altıma işemiştim. Kimseye çaktırmadan bir köşede beklemeye başladım. Sınıfta olmamamdan ötürü öğretmenler arasında yaşanan panik sonucu hademe tarafından bulunmuştum. Eminim sadece benim değil, tüm sınıf arkadaşlarımın, öğretmenlerimin aklında öyle kaldım. Sidikli...
kisiselbakim
haksızlığı öğrenmeme sebep olan ilk gündü.
Kantine tost almak için 5 bin evet tam beş bin kayme kağıt para vermiştim. O kadar kalabalıktı ki kantin önü, adam paramı aldı ve tostumu da vermediği gibi sen bana para mara vermedin deyip beni göz yaşları içinde bırakmıştı. 6 yaşında bir çocuksun ve adamın birisi tüm servetine el koymuş. Düşünsene hem aç kaldın, hemde parasız. Offf allahım nasıl bir adaletsizlikti o gün. Tabi o zaman şimdi ki çocuklar gibide değiliz hak arama felan hak getire. Neyse hakkımı helal etmiyorum o adama. Elbet bir hesaplaşma olacaktır nasılsa.o zamana saklıyorum hıncımı.
muskulpesent
sınıfın bitki örtüsü öğrenciden çok anne babadan oluşuyordu. bazıları ağlayadursun cam kenarında 2 veya 3. sıraya oturup küçük boy çizgili defterimi açıp kalemim elimde yaz emrini bekliyordum.
martilara simit atan kadin
İlk 1 hafta bizim öğretmenimiz gelmemişti ve bu bir hafta hayatımın en güzel haftasıydı. iki kişi hariç herkes senfonik olarak 'annneeeee!' diye ağlıyor ve ben 'anne git allah aşkına rezil olduk herkese. bak bu saatin şu küçük çubuğu şuraya gelsin vallahi geleceğim eve, hem bak babam anahtar da verdi, sen evde olmasan da açabilirim evi... ne olur git anne allah aşkına, lütfen!' diye ağlıyordum. sonra velilerden biri korkudan ağladığımı düşünüp 'aaa sende mi korkuyorsun? bak bu kardeş de korkuyor. haydi arkadaş olun!' diye çocuğunu bana kitleyip annemle derin bir sohbete dalmıştı.
aiska
Herkesin iki kişi oturduğu koca sınıfta benim sıramı üç kişi olarak ayarladı ve ilkokul bitene kadar da hangi sıra arkadaşım gelip gitti ise hep üç kişi oturma zorunluluğum oldu. Kadersizliğin tecelli edeceği ilk günden belliymiş te yine anlamamazlığa gelmişim.
Hayır yani koca sınıfta tek oturanlar olmasına rağmen neden ben, hep ben!
(bkz:ilkokul öğretmenini sevmeyenler)
gulurkensandalyedenduseneksicininkafasindakibere
Sınıftaki herkesi ama herkesi ailesinden birileri getirmişti. Anası babası abisi ablası hiç olmadı dedesi falan beni ise babamın elemanı götürmüştü. Ulan birde akşama kadar da beklemedi. Sonra çıktı gitti çıkışa geldi. İlk sıraya girdiğimizde ödüm kopmuştu çok kalabalık gelmişti. Herkes ağlıyordu bende onları izliyordum. Kaybolmamak için ilk bir iki hafta sınıftan hiç çıkmamıştım. Kalem tutmayı öğreneceğimiz zaman öğretmen beni es geçmişti sen zaten biliyorsun diyerek. Anlamamıştım meğersem beni sınıfta kalan öğrencilerden sanmış. Bende öğretmene ben biraz hormonluyum demişim jsjsbsbsjs. Çok iyi hatırlıyorum anneannem herkese söylemişti şu söylediğimi. Herkeste ayyy caniiiim ayyy hahahahah gibi tepkiler veriyordu. Ulaaan. Ha birde Sınıfın en küçüklerinden olmama rağmen boyum ve enim sağ olsun hep büyük sanılırdım. Herkes ilk günlerde ağlarken ben okuma yazmaya geçeceğimizi öğrendiğimde ağlamıştım ksjajahahahahs. Artık heyecan mı korku mu bilemicem. Neyse sadece ilk günü yazacaktım konu nerelere geldi..
merdumgiriz
Sıraya oturmuş boş gözlerle etrafı incelerken yanıma gelen çocuğun "Merhaba, arkadaş olalım mı?" Şeklindeki tanışma teklifini sınıftan hiç kimseyi tanımıyor olmama rağmen "teşekkür ederim benim arkadaşım var" deyip reddedişimdir. Bu "cool"luğun bir cezası olacaktı elbette ki günlerden birgün ilâhî adalet tecelli etmiş o çocuğa aşık olmuştum. Çocuk da o günün intikamını alırcasına 8 sene boyunca bana sataşıp durmuştu. Bu da böyle hisli bir anımdır.
nurse
Abimin hep söylenerek ödev yaptığında, bişeyler çizdiğinde okuduğunda inanılmaz isterdim ödev yapmayı, çizmeyi, yazmayı.. İlk gün abimle gitmiştik ve tabi geç kalmıştık. Sınıfın kapısı açıldığında bana bakan 30 öğrenci +öğretmen. Ayaklarım geri geri giderken abim beni bowling topu gibi öne doğru itmiş, kapıyı kapatmıştı. Allah kahretsinki boş sıra yoktu ve 3. Eleman olarak en arka sol köşe sıraya kıstırlmıştım.. Tek hatırladığım şey bu.
mahur
Uzun uzun düşünmeme rağmen hiçbir şey hatırlayamadığım gündür. En ufak bir an veya bir bilgi kırıntısı bile hafızamda yer almıyor. Kim götürdü, Ağladım mı, güldüm mü, korktum mu, heyecanlandım mi hicbir his te yok. Acaba o kadar mı kötüydü ki herşeyi silmişim, geri dondurmemek üzere.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol