31 mart 2019

seçimler için kapıya bir sürü eleman geliyor malum. dün açtım kapıyı baktım muhtar adayı. şive de var biraz ilk anda ne dağıttığını anlamadım. meğer diyormuş ki "pusula alır mısınız?" elindeki şeye bi baktım adı, üyeler filan hep var. "ne yapacağız bunu?" dedim, "sandıkta zarfa koyuyorsunuz" dedi. "olur mu öyle şey ya, sandıkta ne varsa o!" dedim kapattım kapıyı adamın suratına.. saatlerce ysk hattını aradım açan olmadı. sonra eşten dosttan sordum öğrendim.ilk defa da muhtar adaylığına oy vermiyorum ama ne bileyim, meğer normal bir şeymiş muhtar adayları için. diğer pusulalar gibi değerlendirilmemeliymiş aslında. neticede tek zarfa 1 tane giriyor, adam dağıtsa ne dağıtmasa ne yami di mi? sandık güvenliği filan derken hepten paranoyak olduk çıktık..

Tam bir 3. Dünya ülkesi modunda günler yaşıyoruz. Seçim diye diye propaganda yapa yapa asıl ilgilenmemiz gereken şeylerle ilgilenmiyor yada onları önemsemiyoruz. Belli kurallara oturtulmuş, belli ilkelerle desteklenmiş, üretim, yaratıcılık, çalışma gibi gibi asıl beka gerektiren konuları bırakıp birbirimizin derdine düşmüşüz. Şu seçimler bitsinde kurtulalım artık. Bu ülkede seçimlerde, söylemlerde bayağılaştı artık. Bölündük, kutuplaştırıldık. Çok kolay vatansever çok kolay vatan haini olur hale geldik. Değerlerimizi yitirdik, yitirmeye devam ediyoruz. Bu ülkenin kaderini, gündemini artık salt siyasiler belirlemesin.

(bkz:1 nisan) gelse kurtulsak dediğim durum...
Kazanan onlar kaybeden biz tartışanlar olacağız.
Eş, dost, aile akraba bireyleri ile Mümkün mertebe siyasi ve spor tartışmaları yaşanmaması gerekiyor. Biz görevimizi yerine layıkıyla yerine getirelim gerisi halolur.
Üç günlük dünyada kalp kırmaya değmez.
Bize dost gerek...